ANKARA (DÜNYA) – MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yayımladığı bildiride, Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de havada ve karada tacizlerini sıklaştırmasının yüz yıllık kuyruk acısının, yüz yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansıması olduğunu belirtti. Bahçeli, Türk jetlerine radar kilidi atılmasının düşmanca bir muamele ve ileri seviyede bir provakasyon olduğunu belirtti.
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan’a ilişkin S-300 hava savunma sisteminin Türk jetlerine radar kilidi atmasına sert reaksiyon gösterdi. MHP Başkanı Bahçeli, “ 1912’den itibaren tam on yıl boyunca biteviye devam eden zincirleme savaş ve çabalar periyodu Türk milletinin kahramanlıklarıyla, iman kuvvetiyle, irade kudretiyle son bulmuştur. Malazgirt Zaferi’yle Anadolu topraklarına gelen ve vatan yapan aziz millet varlığı, 30 Ağustos Zaferi’yle de hiçbir yere gitmeyeceğini, zulmete ve zillete hiçbir biçimde boyun eğmeyeceğini tarihin kayıtlarına tescillemiştir. Elbette yıllar içinde su uyusa da düşman uyumamış, boş durmamıştır. Büyük Zaferimizi hazmedemeyen, taarruz gücümüzü çekemeyen, vatanımızdan süpürülmeyi kabullenemeyen, denize dökülmeyi nefislerine yediremeyen alçaklar sürüsü tahrik ve tahrip kampanyalarına bazen orta, bazen de sürat vermişlerdir” dedi.
MHP önderi Bahçeli’nin açıklaması şöyle: “Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de milletimizin sabrını zorlaması, havada ve karada tacizlerini sıklaştırması esasen yüz yıllık kuyruk acısının, yüz yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansımasıdır.
Bunun yanında, Doğu Akdeniz’de vazife uçuşu yapan Türk jetlerine Girit Adası’nda konuşlu S-300 Hava Savunma Sistemi aracılığıyla radar kilidi atılması düşmanca bir muamele, ileri seviyede bir provokasyondur. Türkiye’nin S-400 Hava Savunma Sistemi’ne reaksiyon gösterip yaptırım kararlarını uygulamaya geçen ABD’nin Yunanistan’ın S-300 Hava Savunma Sistemi’ne sessiz kalması tam ve tek manasıyla ikili standarttır.
Küresel güç savında olanlara kurşun askerlik yapan bu ülke idaresinin Mavi Vatan haritamızla ilgili beyhude sızlanmaları da korkakçadır, birebir vakitte çelişkide bocaladıklarından ötürü yanlışı savunacak kadar şuur kaybına uğradıklarının açık ispatıdır.
Yunanistan hükümeti karakol devlet düzeyine indiklerini göremeyecek kadar basiretlerini kaybetmiştir. Bu kapsamda Türk ve İslam düşmanlığı Atina idaresinin gözünü kör etmiş, terör örgütlerine verdikleri dayanakla de hem insanlık vicdanını hem de milletlerarası hukuku hiçe saymışlardır. Dileğim Yunan halkına musallat olan mevcut hükümetin aklına başına alması, çılgınlık peşinde koşmaktan ivedilikle ve derhal vazgeçmesidir. Aksi halde ödeyecekleri bedelin 1922’nin 30 Ağustos’undan çok daha ağır olması kaçınılmaz bir hayat ve tarih gerçeği olarak tezahür edebilecektir. Mavi Vatan Türk milletinin çalınmış ve üstüne oturulmuş coğrafyasıdır. Bu dünyada hiçbir haksızlık yapanın yanına kalmayacaktır. “